-wolcome to süvari's housing estate- - klonlanma(bilim teknik)

Ana Sayfa
İletişim
concorde
Ziyaretşi defteri
animasyon filmleri nasıl yapılıyor?
güngören spor(resimler)
klonlanma(bilim teknik)
duvar yazıları
istanbul resimleri
meslekler(sayısal)
spaceshiptwo
psikolog
formula 1(resimler)
meslekler(eşit agırlık)
fıkralar(nasrettin hoca)
haberler
spor
evrim teorisi
modifiyeli araçlar
Anketler
2007 öss taban puanları
m.özkan anl.
Albert EİNSTEİN
osmanlı imparatorluğu
üniversite siteleri
güneş sistemi
uydu görüntüleri
karting
F 16
f1 pilotları ve takımlar
FORMULA 1 TARİHİ
einstein den sözler
galilo dan özlü sözler
galileo galilei
lapcat A-2
airbus A380



 


                                  KLONLANMA               


GENETİK KOPYALAMA

 

1_GENETİK KOPYALAMA NE DEMEKTİR?

                    

                      Bir canlının bütün özellikleri o canlının her hücresinin çekirdeğindeki genlerinde bulunur. Genlerde canlının özellikleri DNA denilen maddelerle temsil edilir.Her canlının DNA yapısı farklı dolayısıyla özellkileride farklıdır . Genetik kopyalama bir canlı ile aynı genetik bilgiye yani aynı DNA yapısına dolayıs ile aynı özellkilere sahip başka bir canlı üretmektir.

 

2_GENETİK KOPYALAMAYI KİM BAŞARDI?

 

                 İskoçyanın Edinburg şehrindeki  Rosslin enstitütüsünden doktor LAN WİLMUT ve ekibi genetik kopyalamayı doli adlı kuzuyu dünyaya getirmekle başarmış gibi görünüyor.

 

3_DR. WİLMUT GENETİK KOPYALAMAYI NASIL BAŞARDI?

 

                 Dr. Wilmut yetişkin bir koyundan alınan bedene ait bir hucrenin (meme bezi hucresi) cekirdegi baksa bir koyuna ait cekirdegi alınmıs bir yumurtaya (dişi ureme hucresi) elektrik soku ile yerlestirip yumurtayı dolledi. Dollenmıs bu yumurtayı herhangi bir koyunun rahmine yerleştirip yeni bir canlının olumsa evrelerini başlattı.

 

4_Bitkilerde küçük bir yaprak , kök veya dal parcasından yeni bir bitki üretilmektedir.Yani yüzlerce yıldır bitkilerde genetik kopyalama yapılmaktadır.Hayvanların farkı nedir?

 

                 Bitkilerde hucreler ozellestiklerinde (mesela kok hucresi yaprak hucresi gibi) tekrar hiç ozellesmemis gibi yani bir zigot gibi davranabilmektedirler.Diger bir ifade ile bitki hucrelerinin genetik programları kilitlenmemektedir.Hayvanlarda ise ozellesen hucrelerin tekrar zigot gibi olamadıkları zannediliyordu .

 

5_İNSAN KOPYALAMASI YAPILABİLİNİR Mİ?

 

                  Aynı yontemle insan kopyalamasının onunde tek engel bazı uzmanların dile getirdikleri koyunda hucresel ozellesmenin zigot ancak 8-16 hucreye bolundukten sonra baslaması , insanda ise ozellesme zigotun 2. bolunmesinden sonra olmasının aynı deneyin insanda  basarılı olamaması olasılığı .Ayrıca bir genetik ikizin eşine en fazla eş yumurta ikizlerinin  benzedikleri kadar  benzeyebileceklerini ifade ediyorlar.

 

DOLLY

 

                  Adından cok bahsedilen ve hayatımızın ne yonde etkıleyecegı merakla beklenen bir bilimsel gelişme :klonlama .

                  Son gelişmelere imzasını atan ekip, gelerin laboratuar kosulların da biçimlendirilmesinin ardından gen transferı yontemı ıle koyun bedeninde , istenilen ozellklerdei genlerin (DNA molekulu ) uretılebilmesine olagan bir hale getirdi. Söz konusu deneyde , ihtiyaç duyulan molekullerin koyunun tum hücrelerinde değil sadece sut bezlerinde sentezlenmesini hedef alıyordu. Bu nedenle koyunun “ilaç fabrikası” olarak değerlendirilmesini beraberinde getirdi. Doğrusunu isterseniz DOLLY başarışının en önemli noktası bu gerekçeye dayanmaktadır . Gen transfer yöntemi , ıslah çalışmaları sonucu elde edilen verimli urunun niteliği degısmeksızın serı olarak üretilmesi amacındadır.

                   Adını unlu sarkıcı  Dolly PARTONdan alan kuzu Dolly , isim annesını dedgilsede , DNA annesinin genetik ikizi Dolly , sevimli görünüşü ile kamuoyu nun sempatisini kazanmış ve tüm bu süreç ilginç bir bilimsel bir oyun olarak sunulmşsada , gerçektedeney oldukça iyi belirlenmiş bilimsel ve maddi hedefleri olan sabırlı bir çalışmanın urunu . ekibin başarışı ve önceki sayısız benzeri deneylerin başarısızlıkları WIMUT un verici koyundan hucre cekırdegıde, kullanılan embriyonik hucrenin frekanslarını cok hassa bıcımde cakıstırabılmesıne dayanıyor. Bu yontemle arattırmacılar yetıskın cekirdegin saatini sıfırlamayı ve tum gelısım surecini basa almayı becerebilmişlerdi.

                   Koyun ve insan hücrelerinin  de dahil olduğu gelişmiş hücreler ( çekirdeği olan hücreler=ökaryotik hücreler) , farklı gelişim evreleri ihtiva eden döngüyü takip etmektedirler. Bu döngüyü , interfaz evresi (bölünmenin olmadığı hazırlık evresi )  ve belirgin biçimde bölünmenin gerçekleştiği mitos evrelerine ayırmak mümkün. Hücre , yaşam döngüsünün %90 ı kadarını interfaz evresinde geçiriyor. Aslında , bu duraklama evresi göründüğü kadar sakin değil. Hücre , tüm bileşenlerini bölünmeye hazırlar. Hücrenin yaşam döngüsünü 3 ana evreye ayırabiliriz

                   

 

                 G1 Evresi , hücrenin DNA dışındaki tüm komponetlerinin (organel) çoğaldığı bir dinlenme dönemi ,

                 S Evresi , hücredeki birim DNA nın miktarını ikiye katlandığı (replikasyon) evre ,

                 G2 Evresi, Hücre içi gelişmenin tamamlanıp , hücrenin bir zar yardımıyla , iki eşit miktardaki hücreleri oluşturduğu evredir. Bu evre mitos olarak da isimlendirilebilir.

                  Burada bir parantez açarak G1 , S ,G2 ve M evrelerinin denetim altına alınması , hücrenin yaşam döngüsünü olduğu kadar , özelleşmesini de dizginlemiştir. Farklılaşma evresine giren hücreler gelişim evrelerinde , genetik programı gereğince beyin kas gibi hücrelere dönüşürler.Wilmut ve ekibi DOLLY i klonlayıncaya kadar bu sürenin irrefersible (geriye dönüşümsüz) olduğu, bir başka deyişle , bir defa kas hücresi olmaya karar vermiş bir hücrenin yeniden programlanamayacağını düşünüyorlardı. İşte bu deneyi başarılı kılan unsur, genetik saati sıfırlamak , yani farklılaşmanın önüne geçebilmektir

                  Embriyolog Jonathan Slack , çok daha temel şüpheleri öne sürüyor:”ARAŞTIRMACILAR, YUMURTA HÜCRESİNDEKİ DNA LARI TÜMÜ İLE TEMİZLEYEMEMİŞ OLABİLİRLER.DOLAYISIYLA DOLLY , SIRADAN BİR KOYUN OLABİLİR.”SLACK , alınan meme hücresinin henüz tamamen özelleşmemiş olabileceğini , böyle vakalara meme hücrelerinde , bedenin diğer kısımlarına göre daha sık rastlanılabildiğini de ekliyor . Zaten Wilmut da, bedenin diğer kısımlarından alınan hücrelerin aynı  sonucu verebileceğinden bizzat şüpheli.Örneğin, büyük olasılıkla kas veya beyin hücrelerinin asla bu amaçla kullanılamayacaklarını belirtiyor.Üstüne üstlük, koyun bu deneylerde kullanılabilecek canlılar arsında” Ayrıcalıklı “ bir örnek.Koyun embriyolarında hücresel farklılaşma süreci zigot ancak 8-16 hücreye bölündükten sonra başlıyor.Geleneksel laboratuar canlısı farelerde aynı süreç ilk bölünmeden itibaren gözlenebiliyor.İnsanlarda ise ikinci bölünmeden itibaren… Bu durum , aynı deneyin fare ve insanlarda başarılı olamaması olasılığını beraberinde getiriyor…..

 

Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol